Geçtiğimiz hafta giriş yaptığımız TIME dergisinin her sene dünyayı değiştiren icatları belirlediği listeye, bu hafta yine birbirinden önemli farklı girişimlerle devam ediyoruz. Gelin, hepimizin ilgisini çekebilecek ve yakın geleceğimizi etkileyeceğine kesin gözle bakılan bu girişimlerden birkaçına daha birlikte bakalım...
Derginin listelediği buluşlar arasında, teknoloji kategorisinde birbirinden ilginç girişimler dikkatimi çekti. On yıl kadar önce okullarda popüler olan sanal bebekleri hatırlıyor musunuz? Hani acıkınca yemek yedirdiğimiz, uykusu gelince uyuttuğumuz, ölünce de üzüldüğümüz dijital bebekler, 1996 yılında hayatımıza girmiş, kısa zamanda her çocuğun elinde bitivermişti. Bu bebekleri üreten Bandai şirketi şimdi benzeri bir uygulamayı telefonlara taşıdı. Akıllı telefonlara indirilen Tech Pet uygulaması sayesinde robot köpek bedenine monte edilen telefonlar aracılığı ile ekrana dokunarak bu robot köpekleri beslemek mümkün. Hatta birden fazla Tech Pet alırsanız bu köpekleri birbiri ile iletişime geçirmek dahi mümkün. Japonya’da yok satan Tech Pet’ler, çocukluğumuzda popüler olan sanal bebeklerin aksine iyi bakılmadıkları zaman ölüp de sahiplerini üzmüyorlar.
Bu yıla damgasını vuran icatlardan bir diğeri 2.5 santimetrelik incecik sensoruyla mükemmel fotoğraflar elde eden Sony RX100. Gittikçe daha da küçülen ve hafifleyen diğer elektronikler gibi fotoğraf makinelerinin de bu eğilimi takip edeceğini bilen Sony, bu yeni ürünü sayesinde diğer dijital SLR kameralardan yaklaşık yüzde yirmi (20%) daha ince. Bu da, toplu olarak daha az ürün kullanımı ve doğal kaynakların daha az zarar görmesi anlamına geldiğinden mutlu edici bir haber.
Bu yıl elektronikte bir diğer önemli girişim ise bir araştırma ve geliştirme projesi olan “Google Glass”. Kısaca özetlemek gerekirse bir gözlük içerisine yerleştirilmiş akıllı bir telefon gibi görev yapan bu aletin 2014 yılında ilgilenen kullanıcıları ile buluşması hedefleniyor. İlk bakışta normal bir gözlük gibi görünen patentli Google gözlükleri, normal gözlüklerde camların bulunduğu kısma görüntüyü yansıtan ekranların yerleştirilmesi ile meydana geliyor. Bu gözlükler, eller kullanılmadan, sadece ses komutaları ile çalışarak Google’un Android sistemini kullanacak. Google’un 2012 yılından itibaren piyasaya çıkarmak üzere test ettiği gözlük ekranlarının, ilerideki günlerde normal gözlüklere de yerleştirilerek bu gözlüklerin de akıllı telefonlara benzeyen teknoloji ile donatılabileceği konuşuluyor.
Tasarım alanında geliştirilen bir diğer ürün Nike tarafından kumaş ve benzer malzemeleri kesip biçerek oluşturulan ayakkabıların tersine tek bir iplikle örülen yeni model ayakkabılar oldu. “Flyknit” adı verilen bu yeni ayakkabılar sadece 160 gram olduğundan ayağa çok iyi uyum sağlamasının yanında gayet hafif. Ama bana sorarsanız, en güzel özelliklerinden biri, piyasadaki diğer spor ayakkabılarına göre malzeme israfını ve atık madde miktarını yüzde seksen (80%)’e kadar azalttığı için daha çevre dostu olması.
Goodyear’ın bu yıl ürettiği hava basıncını kendi kendine farkedip ayarlayan lastikler de görmeye değer. Kullanım boyunca hava basıncı düşer düşmez, içerilerindeki basınç düzenleyici aracılığıyla dışardaki hava, pompalama tüpüne doluyor. Bu hava, lastik döndükçe düzleşen kısımların pompalama tüpünden lastik içerisine girerek burdaki basıncın normale dönmesini sağlıyor. Lastiğin havası en uygun seviyeye geldiği zaman da basınç düzenleyici kapanıp devreden çıkıyor. Özellikle tüm bu işlemin sürücünün hiç farkında olmadan yapılması gayet cazip olduğundan bu lastiklerin yüksek talep görmesi bekleniyor.
Yılın bir diğer önemli tasarımı NASA’dan geldi. Ürettiği Z-1 uzay giysisi sadece astronotları hayatta tutmaya yaramıyor, kullanıcılarına maksimum esneklik sağlıyor ve radyasyondan da koruyor. Ancak bu giysinin en çok dikkat çeken yanı sırtındaki bir parçanın uzay aracına takılabilmesi ve bu şekilde astronotun uzaydaki koşullar ne olursa olsun dışarıya çıkabilmesi. Diğer bir deyişle, Z-1 giysisini kullanan astronotlar “uzaylı” gibi çıktıkları yolculukta rahatlıkla uzayın gerçek ortamını tecrübe edebilecek.
Çise Ünlüer (10 Şubat 2013)
ciseunluer@gmail.com
0 yorum :
Post a Comment