Nerdeyse dünyadaki varlığımızın iyi bir kanıtı haline gelmiş olan sosyal medya kullanımı, artık sadece gençler arasında değil, yetişkinler tarafından da tercih gören bir haberleşme kaynağı olarak günlük hayatlarımızda yerini almış durumda. Teknoloji geliştikçe herkesin elinde bir akıllı telefon, hatta bununla sınırlı kalmayıp en yeni programlarla donanmış laptoplar ve tabletler görmek normal. Bu noktada kendimize sormamız gereken bir soru: Çoğumuz için artık bir aktivite değil, bir yaşam tarzı halini alan sosyal medyayı ne kadar iyi kullanıyoruz?
Her ne kadar bazen unutsak da, sosyal medya kullanımı, sadece kendi özel hayatımızın başkaları için genellikle önemsiz detaylarını tüm dünyayla paylaşmakla sınırlı değil. Bugün birçoğumuzun kullandığı ve gün geçtikçe artan kullanıcı sayısı ile etki alanı genişleyen Facebook veya Twitter gibi sosyal platformlar, kendimizin reklamını yapmaktan çok daha geniş bir kullanım alanı sunuyor. Gelin yakından bakalım...
Konu ne olursa olsun, hepimizin, yakın çevremizin ve hatta dünyanın geri kalanının yararına olacağına inandığı girişimler var. Modern hayatın vazgeçilmez unsuru sosyal medyanın en büyük getirilerinden biri, tutkulu olduğumuz konularda aktif olan gruplarla tanışmak, benzer veya farklı görüşteki insanlarla fikir alışverişinde bulunarak vizyonumuzu genişletmek, ve ilgilendiğmiz konularda yapılan çalışmalardan haberdar olarak dünyanın gelişimine nasıl katkı koyabileceğimizin yollarını araştırmak. İlgilendiğiniz alan ister insan veya hayvan hakları, ister sürdürülebilir girişimler, ister sağlık alanındaki son gelişmeler olsun, gerçekliğine ve doğruluğuna inandığınız girişimleri çevrenizdeki tüm insanların ulaşabileceği, sizinle benzer konulara ilgi duyma ihtimali olan tanımadığınız insanların da haber alabileceği bir platformda aktif olmanın zamanı geldi!
Eğer hala sosyal medyanın sunduğu geniş kullanım alanlarının farkında değilseniz, biraz zaman ayırıp yardım kuruluşları ve benzeri gönüllü grupların internetteki platformlar aracılığı ile seslerini dünyanın dört bir yanına nasıl duyurduklarını öğrenin. Bu süreçte, sosyal medyanın bugüne kadar hayatımızda önemli yer kaplayan, ancak sadece kar amaçlı yürütüldüğünden her zaman gerçekleri yansıtmayan normal medyadan farklı olduğunu kavrayın. Kar amaçlı olmayan yardım kuruluşlarının sosyal medya platformlarında tutunabilmesi ve gerçek anlamda sesini duyurabilmesi için en önemli unsurun halkın desteği olduğunu unutmadan, yararına inandığınız konularda bu kuruluşlara paylaşım ve yorumlarınızla destek olun.
Sosyal medya üzerinden edindiğiniz çevrenizin internette paylaştığı konuları okuyup görüş belirterek de bu girişimlere destek olmak mümkün. Çünkü Facebook ve benzeri platformlarda diğerlerine göre daha fazla yorum alan paylaşımlar, daha üst sıralarda görüntülendiğinden çok daha fazla insana ulaşabiliyor. Günün sonunda sosyal medya kullanımının esas amacı, mümkün olan en fazla sayıda insana ulaşarak kesintisiz fikir akışını sağlamak olduğundan, hepimizin paylaşım ve yorumlarıyla katkı koyması, bu bilgi zincirinin devamı açısından kritik bir rol oynuyor. Çevre ve benzeri konularda duyarlı insanların hem gerçek hayatta hem sosyal platformlarda bir araya gelmesiyle oluşturacakları destek ağları sayesinde bu alanda çalışmalar yapan çoğu gönüllü kuruluşlar tüm dünyaya sesini duyurabilir, tek amacı güç ve kar olan şirketler karşısında biraz da olsa ayakta durabilir.
İlgilendiğiniz alanlarda internette küçük bir araştırma yaptığınızda karşınıza çıkacak ve paylaşmaya değer bulduğunuz fotoğraf, video, veya yazıları çevrenizde bu bilgiden yararlanacak olanlarla paylaşmaktan çekinmeyin. Tabii sosyal medyanın çevre ve benzeri kaynakların korunması gibi amaçlarda kullanılması konusunuda düşündüren noktalar da yok değil. Öncelikle, bu platformlarda paylaşılan her bilgi yüzde yüz doğru olmayabilir. Bir de evinde oturduğu yerden Facebook veya Twitter sayfasında beliren haberleri “like” tuşuna basarak beğenerek veya kendi sayfasında paylaşarak dünya için gerekeni yaptığını düşünenler olabilir. Oysa bu “like”, daha sonra gerçek hayatta bir girişimde bulunulacağını garantilemediği gibi, sadece bilgisayar karşısında ne kadar vakit geçirdiğinizin bir kanıtı olarak orda durur. Bu paylaşımlar her ne kadar güzel olsa da, dünya üzerinde neden olduğumuz tahribatın etkilerinin biraz olsun azaltılması için ne yazık ki yeterli değil.
Bu noktada, sanal ortamdaki girişimlerimizin, esas büyük etkiyi yaratabilecekleri gerçek hayata yansıtılması gerekiyor. İşe en başta yakın çevrenizi bilgilendirerek başlayabilirsiniz. Örneğin çalışma yerinizdeki kahve araları sohbetlerini, sizin için önemli olan girişimlerinizden kısaca bahsederek zenginleştirebilir, benzer alanlarla ilgilenen arkadaşlarınızı bu konularda bilgilendirebilir, size katılmalarını önerebilirsiniz. Aile bireylerinize o gün gözünüze çarpan haberlerden bahsedebilir, birlikte katılacağınız doğa aktiviteleri ayarlayarak hem sevdiklerinizle güzel vakit geçirir, hem de çevrenin korunmasında büyük rol oynayabilirsiniz.
Dünya için yapacak o kadar çok şey var ki, yeter ki insan neyin önemli olup olmadığının farkına varsın...
Çise Ünlüer (15 Aralık 2013)
ciseunluer@gmail.com
0 yorum :
Post a Comment