6/08/2013

Daha iyi bir dünya için: Precycling



Daha önce birçok kez bahsettiğimiz geri dönüşümün doğaya verdiğimiz zararı azaltmaktaki etkisi tartışılmaz. Bugün konumuz, kullanılmayan eşyaların geri dönüşümüne gelmeden önce atılacak olan en önemli adım: precycling.

İngilizce’de “recycling” olarak geçen geri dönüşümün aksine “precycling”, satın alma eyleminden önce gerçekleşiyor. Örneğin alışverişe çıkmadan önce ihtiyacınız olan ürünlerden hangisinin daha az atığa neden olacağını düşünerek işe başlıyorsunuz. Elde olan opsiyonlardan hangileri diğerlerine göre daha az kirlilik yaratarak çevreye olan zararını azaltıyor?

Bu durumda verilecek en iyi örneklerden biri pet şişe kullanımı! Dünyada her gün milyonlarca tek kullanımlık plastik şişe doğaya bırakılıyor! Precycling anlayışını benimseyerek, market raflarında duran plastik şişelere yerleştirilmiş içecekler ve diğer her türlü tek kullanımlık paketlemeyle donatılmış ürünlerden uzak durabilirsiniz. Evinizden çıkan atık miktarını azaltarak hem yaşam alanlarınızda gereksiz çöp yığınlarının birikmesinin önüne geçebilir, hem de çevreye düşündüğünüzden çok daha büyük bir yardımda bulunabilirsiniz. Gelin, bu alanda alabileceğiniz birkaç basit önleme yakından bakalım...

Market alışverişine çıkacağınızda, yanınızda götüreceğiniz bez torbalar veya filelerle, gereksiz plastik poşet kullanımı ile gelen kirliliğin engellenebileceğini biliyorsunuz. Bunu daha pratik hale getirmek için her gün yanınızda taşıdığınız çantanızın içine birkaç tane katlanabilen bez torba yerleştirebilir, her zaman yanınızda yeterli miktarda olduğundan emin olabilirsiniz.

Bez torbalarınızı aldınız, markete geldiniz. Nelere ihtiyacınız var önceden belirleyerek hem zaman kazanır, hem de sadece gerçekten kullanacağınız ürünleri alarak gereksiz tüketimden uzak durabilirsiniz. Süpermarket raflarında gördüğünüz ürünlerin çoğu bize ulaşana kadar kilometrelerce mesafe yol alıyor. Ülkemizde yetişmeyen ve uzak ülkelerden getirilen egzotik meyve ve sebzeler her gün artan miktarlarda ithal gıdalar tükettiğimizin kanıtı. Bu durum, kendi ülkemizin normal şartlarda bile zor durumda olan çiftçilerini daha da güç bir durumda bırakmakla kalmıyor, bu gıdaların ülkemize gelmek için uzun mesafeler aşması karbondioksit emisyonlarını büyük ölçüde artırıyor. Başka ülkelerden gelen yiyecekleri tercih etmek yerine kendi ülkemizde yetişen meyve ve sebzelere yönelmek hem yerel ekonomi ve üreticimize katkı koyar hem de sera gazlarının atmosferdeki miktarlarinin azalmasına yardımcı olur.

Artık süpermarkette nereye elinizi atsanız tüketiciye ambalajlanmış şekilde sunulan ürünlerle karşılaşıyorsunuz. Sadece market alışverişlerinizden topladığınız plastik paket miktarını göz önünde bulundurarak, her gün bu yolla ne kadar plastiğin anlamsız bir şekilde doğaya çöp olarak atıldığını görebilirsiniz. Bu durumun büyük bir sorun teşkil etmesinin esas sebebi, yiyecek artıklarıyla kirlenen plastiğin geri dönüşümü ya da baştan kullanımının zor olması. Bunun en iyi örneklerinden biri, karton, plastik, ve folyo olmak üzere birkaç değişik katmandan oluşan meyve suyu kutuları. Bunun gibi değişik maddelerin bir araya gelmesi ile oluşan ambalajların geri dönüşümü neredeyse imkansız.

Peki büyük bir işlevi olmadığı halde ısrarla kullanılan ambalajların bu kadar yaygın olmalarının esas sebebi nedir? Ne yazık ki tüketicinin gözünü boyamaktan daha ileri gitmeyen bu gereksiz girişim için hepimiz aldığımız ürünün fiyatına eklenmiş ekstra ücretler ödüyoruz. Özellikle geri dönüşüm sistemlerinin tam anlamı ile oturmadığı ülkemizde, bir ürünü kullandıktan sonra ambalajını çöpe atmaktan başka bir seçeneğimiz olmadığını düşünecek olursak, precycling’in bizim için bir o kadar daha önemli olduğunu anlayabiliriz!

Bu durumu düzeltmek için, temizlik ve bakım için kullandığınız şampuan, deterjan, ve tuvalet kağıdı gibi kısa zamanda bozulmayacak olan ürünleri mümkün oldukça büyük paketlerde alarak ambalaj atığınızı azaltabilirsiniz. Kuruyemiş gibi açıkta satılan ürünleri satın alacaksanız yanınızda kendi kabınızı götürebilirsiniz. Genel olarak ambalajlanmamış ürünlere yönelebilir, üreticileri daha hafif ve ince ambalajlar kullanmaya teşvik edebilir, ve bu yolda hassasiyet gösteren firmaları destekleyebiliriz!

Precycling mantığını hediye alıp vermede de kullanabilirsiniz. Önceden kullanılmış hediye paketlerini saklayıp tekrardan kullanmak, ya da bir hediyeyi başka bir hediyenin içine yerleştirmek gibi. Mesela ülkemizde hazırlanan ahşap kutu ve benzeri el işlerine adlığınız hediyeyi yerleştirebilir, bu şekilde güzel bir paketleme hazırlayabilirsiniz. Bu yolda edinebileceğiniz bir başka alışkanlık da her gün kağıt gazete ve dergiler almak yerine bu kaynakları internetten takip etmek.

Genel olarak bir şeyi satın alırken gerçekten ihtiyacınız olup olmadığını iyice tartmak, belki bir gün lazım olur ihtimali ile hayatınızı gereksiz ürünlerle doldurmamak precycling anlayışının temelini oluşturuyor. Geri dönüşümün ilk ve en önemli adımı olan precycling sayesinde neden olduğumuz atık miktarının azalmasına katkı koyabilir, doğanın gereksiz yere kirletilmesini engelleyebiliriz.


Çise Ünlüer (2 Haziran 2013)
ciseunluer@gmail.com

0 yorum :

Post a Comment

 
YEŞİLE DÖNÜŞ | ÇİSE ÜNLÜER | GREEN IT