Her gün biraz daha kirlettiğimiz dünyayı biraz daha yaşanılır kılmak, gelecek nesillerin devamlılığını mümkün kılan yeterli kaynakları sağlamak için günlük hayattaki bazı adımlarımızı gözden geçirmek ve mümkün olan yerlerde küçük değişiklikler yapmak yeterli. Gelin daha yakından bakalım...
Hayatınızı daha yeşil yapmak için birkaç küçük adım arayışındaysanız çok uzaklara bakmanıza gerek yok. Örneğin, desteklediğiniz bir görüşün ele adındığı bir protesto yürüyüşüne katılarak doğruluğuna ve dünyayı daha iyi bir noktaya getireceğine inandığınız bir hareketin parçası olabilir, çevre konusundaki girişimlerini takdir ettiğiniz birey veya kurumlarla iletişime geçerek nasıl destek olabileceğinizi öğrenebilirsiniz. Fırsat buldukça sevdiklerinize çevreye duyarlı olmaları yonunda tavsiyeler verebilir, bu konuda fikir alışverişinde bulunabilirsiniz. İnternette karşınıza çıkan yeşil bloglar arasında en beğendiklerinizi sosyal paylaşım sitelerinde veya e-posta ile arkadaşlarınızla paylaşabilir, yararlı bilgilerin daha çok insana ulaşmasını sağlayabilirsiniz.
Sosyal hayatınızı da daha doğa dostu bir hale getirmek istiyorsanız, tek yapmanız gereken boş vakitlerinizi mümkün oldukça doğa ile iç içe geçirebileceğiniz ortamlar yaratmak. Mesela arkadaşlarınızla bir sonraki buluşmanızı pikniğe uygun bir alanda geçirebilir, ormanda veya sahilde yürüyüşler yaparak ülkemizin doğal güzelliklerine zarar vermeden doğa ile iç içe olmanın keyfini çıkarabilirsiniz. Yolda yürürken gözünüze takılan plastik ve benzeri atıkları sadece birkaç saniyenizi harcayarak alıp çöpe atabilir, evde o an kullanılmayan odaların ışığını geçerken kapayabilirsiniz.
Yeşil hayatın en önemli unsurlarından biri olan paylaşımın farklı boyutlarını keşfetmek için fırsatlar yaratabilirsiniz. Yeteneklerinizi çevrenizdekilerle paylaşmanın en kolay yollarından biri, vakit buldukça iş yerinizde belli konuda zorlanan bir meslektaşınıza yardım eli uzatmak; mahallenizdeki çocuklara bisiklete binmeyi, uçurtma uçurtmayı öğretmek; ister yemek yapma ister herhangi bir el işi olsun, yapmaktan zevk aldığınız bir aktiviteyi ilgilenen arkadaşlarınızla vakit geçirirken onlara da göstermek olabilir...
Ülkemizde sokak veya barınaklarda pek de iyi şartlar altında yaşamayan hayvanları evlat edinerek onların size sunacağı karşılıksız sevginin tadına varabilirsiniz. Yeni çocuk sahibi olmuş arkadaşlarınıza doğal malzemelerden hazırlanmış bebek ürünleri, kendi bahçenizde yetiştirdiğiniz meyve ve sebzelerden hazırladığınız ilaçsız yiyecekler hediye ederek dünyaya yeni gelmiş bebeğin hayata sağlıklı bir başlangıç yapmasına katkı koyabilirsiniz. Aile kurmaya hazırlanan genç çiftlere ne kadar kullanılacağı belli olmayan gereksiz ev eşyaları almak yerine bir fidan hediye edebilirsiniz.
Yeşil yaşamla gelen sağlıklı seçimlerden bir diğeri kişisel bakım ürünleri konusunda bilinçli seçimler yapmak. Bugün kullandığımız nerdeyse tüm temizlik ürününde bulunan zararlı kimyasallar derimiz darafından emilip hızla kanımıza karışıyor. Peki mikroplardan arınma amaçlı günde en az 4-5 kere yıkadığımız ellerimizi temizlemek için kullandığımız sıvı sabunların içerdiği zararlı maddelerin farkında mısınız? Bunların başında gelen LABSA (lineer alkil benzen sülfonik asit) veya sterisol gibi kanserojen maddelerin vücudunuza girmesini engellemek istiyorsanız, ya tamamı ile organik ürünlere yönelebilir ya da kendi sabununuzu kendiniz hazırlayabilirsiniz.
Evinizin rahat ortamında kolaylıkla hazırlayacağınız sıvı sabun için tek ihtiyacınız olan bir kalıp zeytinyağlı saf sabun, 1 yemek kaşığı bal, 1 çorba kaşığı gliserin, ve su. İşe sabun kalıbını çukur bir kaba rendeleyerek başlayabilir, daha sonra üzerine kaynamış bir bardak suyu dökebilir ve iyice karıştırabilirsiniz. Sıcak suda eriyen sabun karışımınıza 3-4 bardak daha sıcak su ekleyerek karıştırmaya devam ederken, bal ve gliserini de katabilirsiniz. Karıştırıldıkça krema kıvamına gelen sıvı sabununuzu bir huni kullanarak boş bir pompalı sıvı sabun şişesine yerleştirebilir ve burada katılaşması için bekletebilirsiniz.
Evde daha sağlıklı bir ortam hazırlamak için günlük hayatta sıkça kullandığınız cep telefonu, bilgisayar ve tüm diğer elektronik aletlerin yaydığı radyasyondan daha az etkilenmek için birkaç basit değişiklik yapabilirsiniz. İlk olarak cep telefonunuzu muhakkak kulaklıkla kullanmaya ve mümkün oldukça vücudunuzdan uzak tutmaya çalışın. Özellikle anne karnındaki bebekler ve çocukların radyasyondan en çok etkilendiğini unutmayarak, onların bulunduğu ortamlarda elektronik kullanımınızı en aza indirmekte yarar var. Yurtdışında geliştirilmiş, etraftaki elektromanyetik dalgaları etkisiz bırakan ve bu şekilde radyasyonun olumsuz etkilerini ortadan kaldıran türlü kıyafet ve battaniye gibi ürünleri araştırarak özellikle bebeklerinizin ve çocuklarınızın zararlı radyasyondan korunmasını mümkün kılabilirsiniz.
Çise Ünlüer (16 Haziran 2013)
ciseunluer@gmail.com
0 yorum :
Post a Comment