8/24/2013

Dünün Kurtarıcısı Bugünün Zehiri



Neden lezzetli olduğunu düşündüğümüz çoğu şey bizim için zararlıdır?

Sofralarımızdan artık uzak tutmayı öğrenmemiz gereken şekerin adı gibi şeker bir etkisi yok aslında. Çay şekeri olarak da bilinen sükroz, glükoz ve fruktozun bir araya gelmesi ile oluşur. Glükoz bir enerji kaynağı olarak metabolik reaksiyonlar süresince hücreler tarafından kullanılırken, fruktoz değişime uğramadan ince barsaktan karaciğere yönlendirilir. Tüketilen gıdadaki miktarına bağlı olarak karaciğeri yorma ve sonrasında ciddi hastalıklara neden olma potansiyeline sahip fruktoz konusunda bilinçlenmek, sağlıklı bir yaşam için büyük önem taşır.

Şekerin vücuttaki yolculuğuna hızla bakacak olursak... Fazla şeker tüketimi kan şekerini hızla artırarak pankreasın aşırı insulin salgılamasına uygun ortamı yaratır. İnsülin, şekeri regüle ettikten sonra fazlasını vücutta yağ olarak depolar. Kan dolaşımı ile vücudun her bir noktasına taşınan şeker, vücuttaki göbek ve kalçalar gibi farklı noktalarda birikir. Dahası, şeker tüketiminden oluşan yağ asitleri, kalp ve böbrek dahil olmak üzere tüm organlarımızın yavaşlamasına neden olur. En basit diş çürümelerinden kanser ve diyabete kadar vücutta farklı rahatsızlıkları tetikleyen şeker, her durumda bağışıklık sistemini zayıflatır. Dirençsiz kalan vücut, etraftaki bakteri ve virüslere karşı yeterince etkili bir şekilde savaşamaz.

Tüm bu nedenler şekeri bırakmanıza yetmedi ise devam edelim. Günümüzde şeker tüketimi ile gelen bir başka risk genetiği değiştirilmiş mısırdan üretilen nişasta bazlı “oynanmış” şekerler. Her fırsatta tükettiğimiz çikolata, gofret, ve mısır gevrekleri gibi işlenmış gıdalarda sıklıkla kullanılan bu şekerlerin birkaç yıl sonra vücudumuzda ne gibi tahribata neden olacağı, birkaç ay önce kısa sürede vücutlarında gelişen hastalıklardan ölen fareler üzerinde yapılan deneyler sayesinde artık çok da belirsiz değil.

Peki sağlığımız için bu kadar büyük bir tehlike oluşturan şekere neden bu kadar bağımlıyız? Şeker, kana karıştığında insan beynine gönderdiği sinyallerle yediğimizden zevk almamızı sağlayan ve zamanla uyuşturucudan farksız bağımlılık yaratan bir zehir. Bu nedenle yüksek miktarlarda şeker içeren yiyeycekleri tüketirken haz alıyor, kendimizi en yorgun veya üzgün hissettiğimiz anlarda elimiz şekerli gıdalara gidiyor.

Bu durum akıllara şekerin tehlikeli olduğunu bildiğimiz halde neden bu zehri arzulamaya devam ettiğimiz sorusunu getiriyor. Bu sorunun cevabı maymunlara kadar dayanan geçmişimizde yatıyor. Milyonlarca yıl önce Afrika’nın yağmur ormanlarında yaşayan atalarımız, hayatlarına devam etmek için yıl boyunca etraftaki ağaçların doğal bir şekilde şeker içeren meyvelerini tüketir. Ancak bu düzen, birkaç milyon yıl sonra atalarımızın yaşadığı alan üzerinde soğuk bir rüzgarın esmesi ile bozulur. Denizler çekilir, buzullar genişler. Soğumanın devam etmesi ile bölgedeki tropikal meyveler yerini farklı mevsimlerde yapraklarını döken ağaçlarla dolu ormanlara bırakır.

Yıllardır meyve ağaçlarından beslenerek hayatta kalmaya alışmış atalarımız, değişen mevsimler yüzünden bir kıtlık dönemi geçirir ve yaşanan açlıkta hayatta kalabilmek, türlerinin devamını getirebilmek için mutasyona uğrar. Bu değişim sayesinde vücutlara alınan fruktoz, verimli bir şekilde işlendikten sonra fazla miktarlar vücutta yağ halini alır. Bu şekilde atalarımız, sıcak günlerin ardına gelen ve mevcut yiyecek miktarının büyük ölçüde azalmasına neden olan soğuk kış aylarında önceden vücutlarında depolamış oldukları yağ sayesinde hayatta kalmayı başarır.

Az miktarda fruktozu bir yıl boyunca vücutlarında tutarak yaşamaya devam eden maymunlardan bugüne ne değişti? İhtiyacımız olmadığı ve vücudumuzun kaldıramadığı halde miktarı gittikçe artan şeker tüketimimiz! Başka bir deyişle, zamanında hayatta kalmamızı mümkün kılarak sonsuza dek yok olmamızı engelleyen şeker, bugün sonumuzu getiriyor!

Gereğinden fazla tüketilen şeker, vücudumuza kaloriden çok daha fazlasını taşıyor: Zehir! Bugün şekere birkaç gün ara verseniz, zamanla vücudunuzun alışacağına ve dengeler oturdukça çok daha enerji dolu, sağlıklı bir bünyeye kavuşacağınıza emin olabilirsiniz! Tabii işin zor yanı tam anlamı ile hayatımıza entegre olan şekerden gerçek anlamda vazgeçmek.

Önümüzdeki hafta şekeri hayatımızdan gerçek anlamda çıkarmanın yollarına değinecek, bu yolda karşılaşacağımız zorlukları nasıl aşacağımızı öğreneceğiz...


Çise Ünlüer (25 Ağustos 2013)
ciseunluer@gmail.com

0 yorum :

Post a Comment

 
YEŞİLE DÖNÜŞ | ÇİSE ÜNLÜER | GREEN IT