4/04/2013

Yeşilden Doğan Umut




En güzel icatlar, yeterli fırsatların olmadığı, insanların zorluklarla yüz yüze geldiği durumlarda ortaya çıkar. Bunlardan biri, Malawi'de elektriği olmayan küçük bir köyde yaşayan William Kamkwamba’nın köylülerinin hayatını kolaylaştırmak için attığı adım.

Ondört yaşındaki William, bir kitapta gördüğü rüzgar gülü resminden yola çıkarak, başka bir insanın bunu yapabildiğine göre kendisinin de denemek için iyi bir nedeni olduğuna inanır. Normalde de radyo ve benzeri elektrikli aletlerin nasıl çalıştığına ilgi duyduğu için zamanla etrafta bu aletlerden bozulanları kendi tamir etmeye başlar.  Yokluk içinde olmasına rağmen, en yakın kütüphanede bulduğu rüzgar türbinlerini anlatan kitapları tek tek inceler, ve öğrendikleri ışığında çalışmalara başlar.

Ancak bulunduğu ortamdaki yokluğun verdiği kısıtlamalar yüzünden rüzgar gülünün yapımı için ihtiyaç duyduğu tüm malzemeleri bir çırpıda bulması imkansızdır. Buna getirdiği bir çözüm köydeki eski bisiklet parçaları ve su borularını bir araya getirerek gereken sistemi elineki malzemelere uydurmak olur. Sonunda arkadaşlarının da yardımı ile küçük William, elektriği olmayan köyü için gayet iyi çalışarak elektrik üreten küçük bir rüzgar gülü hazırlar.

William’ın bu başarısının kısa zamanda tüm dünyaya yayılması, Dünya Ekonomik Forumu da dahil olmak üzere birçok önemli ortamda söz alması ve hikayesini yaymasına fırsat yaratır. Bugün 24 yaşında olan William’ın yaşadıklarını kendi anlatımından ögrenmek isterseniz internette rahatlıkla bulabileceğiniz video ve kitabı “The Boy Who Harnessed the Wind: Creating Currents of Electricity and Hope”a ulaşabilirsiniz.

Tarım, şu anda yeryüzünde insan salımı sera gazlarının yaklaşık üçte birini oluşturduğundan büyük önem taşıyor. Küresel ısınmaya yönelik yapılan yeni bir araştırma, gelecek nesillerin yeterli beslenebilmesi için tarım ve gıda tüketiminde dünya çapında “iklime duyarlı” değişiklikler yapılması gerektiğini gösteriyor. Peki “iklime duyarlı” tarım ne anlama geliyor?

Bu yolda üreticilere düşen görev, sürdürülebilir tarım alanlarına yönelmeleri ve bu alanlarda katı atık ve sera gazı salımlarının azaltılması için çaba göstermeleri. Dünyanın farklı noktalarından yerli halkların kendi girişimleri ile başardıkları yeşil girişimleri anlatan hikayeleri duymak mümkün. Geçtiğimiz yıl Manisa’nın Köprübaşı ilçesine bağlı Sargaç Köyü’nde de benzer bir girişim göze çarpmıştı. Köyde hazırlanan ve “Damlayan Güneş” adı verilen proje sayesinde tarım yapılan alanlarda üretim verimliliğinin artırılması hedefleniyor. Gelin Damlayan Güneş’i daha yakından tanıyalım...

Önce köydeki su iki ayrı noktada toplanıyor. Kurulan 42 adet güneş paneli iki farklı motoru çalıştırıyor. Toplanan su ve üretilen enerji kapasitesi köydeki çilek tarlalarını sulayacak kapasitede olduğundan, kurulan sistem sayesinde tarımsal sulamada artan verimlilik ve şebekeden bağımsız gerçekleşen elektrik üretimi genel maliyetlerin düşmesine neden oldu. Maliyetlerin düşmesi ile çileğin yanında zeytin ve farklı meyve ağaçlarının da sulanması hedefleniyor.

Damlayan Güneş projesinin şu anki maliyeti 110 bin lira. Tarımsal sulamada kullanılan elektriğin maliyetinin zamanla sıfıra inmesi hem köyde ekonomik canlılık sağlayacak hem de üreticiler açısından büyük avantaj olacak! Bu fırsatla önceden ekim yapılamayan araziler de tarıma açılabilecek ve meyvecilik amaçlı olarak kullanılabilecek. Sonuç? Önceden seracılık ve benzeri işlerde çalışmak için etraftaki büyük şehirlere yönelen gençlerin köylerine geri dönebilmesi. Hatta civar köylerden de gençler tarım alanında çalışmak için talep gösteriyor.

Normalde çoğu köyde yaşanan göç olayının sonunun gelmesini sağlayan proje, tarımsal arazilerde ücretsiz su ve elektrik kullanımı imkanı sunarak seracılık için farklı yerleri tercih edebilecek olan köylülerin yeniden evlerine dönmesini mümkün kıldı. Yani bir nevi ters göç yaşandı Sargaç Köyü’nde.


Çise Ünlüer (31 Mart 2013)
ciseunluer@gmail.com

0 yorum :

Post a Comment

 
YEŞİLE DÖNÜŞ | ÇİSE ÜNLÜER | GREEN IT